Perihan Hocam

09 Nisan

Uzun süren yolun sonunda tarif edilen eve kavuşmuştum.Hava o kadar sıcaktı ki sırtım su içinde kalmıştı fakat istediğim yere gelmenin heyecanı  tüm vücudumu sarmıştı.Evin merdivenlerini çıkabilecek gücü bulabilecekmiydim bilmiyorum.Elimi kapının tokmağının üstüne koymakla kapı ardı sıra açıldı.Önümde uzanan  ahşap merdivenleri görünce aklıma köy evindeki tahta merdivenler geldi.Öyle hızlı üçer beşer çıkardım ki merdivenleri rahmetli babaannem ardımsıra bağırırdı hep;

-Yavrum yavaş çık şu merdivenleri,bir gün düşüp kıracaksın bir yerini sonra gel uğraş seninle bu yerde.

Ah babaannem.Benim canım babaannem.
Derin bir hasretle andıktan sonra merdivenleri çıkmaya başladım.Bu defa yavaş ve temkinliydim çünkü merdivenler o kadar güzeldi ki o an'ın tadını çıkarmak istiyordum.Ben ayak bastıkça öyle güzel gıcırdıyordu ki eski zamanlar arasında gidip geliyordum.Sonunda yukarı çıkmış ve İstanbul'un o enfes boğaz manzarası ile heyecandan titreyen vücudum tamamen takatsiz kalmıştı.Usul usul denizde salınan o gemileri görünce tamamen büyülenmiştim.Dünyanın en güzel şehri olabilirmiydi ?Bence olmalıydı,tüm medeniyetlere sahiplik etmiş,binbir rengi taşımış ve hala da taşımaya devam eden rüya şehir İstanbul.Odayı boydan boya kaplayan cam'a biraz daha yaklaşıp manzaranın tadını çıkarmak istiyordum ki,ufak tınılarla ses yükselmeye başladı.

İşte o muazzam eser,bu kadar yakışırdı bu an'a.

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın.

Münir Nurettin Selçuk..

Gözlerimi kapayıp o sesi içime çekmek istedim.Sanki o an dünyanın en güzel kahvesini içiyormuş gibi hissediyordum.Öyle açtım ki ruhumu doyurmaya çalışıyordum.Bir elimi cam'a dayayıp denize teslim etmiştim kendimi.Şarkının her notası kalbime nokta atışı yaparak beni tamamen ele geçirmişti.Geçmişle gelecek arasında ki o ince çizgide duruyordum.Şarkı bittiğinde gözlerimi açmak istemiyordum,açılınca o büyüyü bozacakmış gibi hissediyordum ama buraya geliş amacım o'nu ziyaret etmekti ve hala görünmemişti.Gözlerimi açmamla onu karşımda görmem bir oldu.

-Doyurdunmu bakalım ruhunu?
Başınla şarkıya öyle eşlik ediyordun ki sanki bir orkestrayı yönetiyormuşsun gibi görünüyordun,o ahengi bozmak istemedim.
Hoşgeldin Güzelce.

Yılların geçip gittiği,geçip giderken de bu kadına insaflı davrandığını düşünüyordum.
71 yaşında olmasına rağmen o zümrüt yeşili gözlerinin hala onu ilk tanıdığım zamanlar ki gibi parlamasının başka açıklaması olamazdı.
O güzel saçlarını tepesinde toplamış,ona 69.cu yaşgününde hediye ettiğim gözlerinin renginden olan zümrüt yeşili tokayı takmıştı.
Nasıl güzeldi.Nasıl zarifti.
İstanbulla bu konuda başa baş yarışırdı.

+Perihan Hocam kusura bakmayın,evinizin manzarası karşısında kendimi kaybetmişim.Tabi Münir Nurettin Selçuğun etkisi hafife alınamaz.Yine nokta atışı yaptınız.Evler sahiplerinin ruhunu yansıtır derler ya,işte bu ev o tanımın tam karşılığı.Hayırlı olsun hocam.

-Teşekkür ederim.
Kalan zamanımı böyle bir yerde değerlendirme şansını bulduğum işin şükrediyorum bende.Zira yıllar geçip giderken,koşuşturmalarla kıymetini bilmediğimiz bu İstanbul'un şimdilerde tadını çıkarmaya çalışıyoruz.
Hakkını veriyormuyuz orası biraz şüpheli çünkü beni bırakmıyorlar,bak bu yaş'a geldim hala şehir şehir geziyorum,gerçi bundan şikayetçimisiniz diye sorsan,asla derim.
Senin gibi gözleri parlayan öğrencileri görünce benimde kanım kaynıyor ve son nefesime kadar devam etmek istiyorum.

+Hocam öyle demeyin,
Rabbim uzun ömürler versin size.
Emeğiniz öyle büyük ki üzerimizde size layık olabilmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Varlığınız bizim için çok değerli.
Bu yoğunluk içerisinde bana da vakit ayırdığınız için ayrıca teşekkür ederim.

-Tabiki ayıracağım.
Sizlerle hasbihal etmek beni de dinç tutuyor,gençlik zamanlarıma göz kırpıyorum.
Şimdi söyle bakalım nedir senin o güzel gözlerini buğulandıran.
Anlamadım sanma,kim dümenini ters sulara  çevirmene sebep oldu ?

Ahh bu kadının tasvirleri.
Nelere şahitlik etmişti?
Hangi yollardan geçmişti?
Yüzündeki o derin çizgiler  herşeyi açıklamazmıydı ?

-Rahat ol,ben senin burda hocan değilim,

burası benim evim ve sen benim misafirimsin.

Arkamı dönüp denize bakarak cesaretimi toplamaya çalıştım.
Öyle güzeldi ki çarşaf gibi serilen mavi.
Eğer güzellik kelimesinin bir rengi olacaksa bu kesinlikle mavi olmalıydı.

+Gitti hocam.Tek kelime söyleme ihtiyacı duymadan gitti.
Bu kadar geçen zamana bakarak soruyorum size;bir vedayı haketmemişmiydim?Gidişini haklı çıkaracak nedenleri vardır şimdi ona sorsak.
Hangi gidiş haklı olabilir ki?
Eğer geride biri kalıyorsa hangi gidiş adaletli olabilir?
Kendi bildim bileli hep kalan oldum hocam.
Herkes gitti ve herkesin bir nedeni vardı.İnsanları kalmaya mecbur eden nedenlerden neden kimse bahsetmiyor hocam?,
Zorunda kalmanın,kalarak yaşamanın acısından neden kimse bahsetmiyor ?Bugüne kadar okuduğumuz kitaplarda neden gidenler hep başrolde ve tasviri en çok yapılan kahramanlar?
Kalanın hakettiği sadece gidenin yokluğumu olacak ?

İşte bir çırpıda söyleyivermiştim.Yol boyunca nasıl konuşacağımı düşünürken karar verememiş,ortamın durumuna göre konuşmaya karar vermiştim hakkını arayan biri olarak.

+Güzelce sen kadere inanan birisin.
Herşeyin bir sebebi olduğunu bu özel durumları bırak derslerde bile savunan insansın.
Allah'ın hikmetinden sual olunmaz ki bunu sen çok iyi bilirsin.
Hayat bu,hep yol hali.Elbet o yollardan birileri gelecek,birileri gidecek.
Dünya dönecek.Hep aynı yerde durduğu görüldü mü ?
Kainatın kuralı bu.
Gidenin haklı,kalanın haksız olduğunu nerden çıkardın?ya da tam tersi ?Terazi insanlara göre değil,Allah'ın nasip ettiğine göre inip kalkar.
Sen sana nasip olana bakıp,ondaki niyete bakacaksın,hakikati arayacaksın.
İçindeki durumun sana ne anlattığına bakacaksın ve seni nasıl yönlendirdiğine.
Buranın gerçek bir sınav yeri olduğunu bilmen ve kesinlikle kabul etmen gerekiyor.
Herkes farklı sınavlardan tabii tutulur,senin sınavında bu.
Bu hayatta ki rolün bu.
Bunu benimsedikten sonra bununla yetineceksin ve eğer bir hak arıyorsan onun burda değil ebedi hayatta olduğunu öğreneceksin.
Zira o gün geldiğinde eğer hak ettiğin bir şey varsa onu zaten ebedi ve tek gerçek olan sana  verecektir.

Sende bir gün gideceksin,hemde arkanda hiç kimse bırakmayarak.
Hani o giden herkesler var ya orda göreceksin işte.
Bugüne kadar gidenlerin aslında hiç gidemediğini,orda gördüğünde anlayacaksın.
Çünkü bu dünya da her gidiş boşa,hakikate varamadıktan sonra.

Yine kitabın ortasından konuşmuştu hocam.Dönüp gözlerine bakma cesaretini bulamadım kendimde.Daha çok sokuldum cama.İçimin yangınını söndürmek için medet umuyordum gözlerimden geçen denizden.Plağın o cızırdayan sesini duydum ve uzaklaşan ayak seslerini.

Ahh.
öylesine yıktın ki bütün inançlarımı.
Beni sensiz bıraktın.
Beni bensiz bıraktın.

You Might Also Like

1 yorum

  1. Yine beni benden alıp yıllar öncesi yapmak isteyip te gerçekleştiremediğim pişmanlığıma götürdün seni kutluyorum hem öğretmenine göstermiş olduğun vefandan hem de yazıya döktüğün anlatımından dolayı eline yüreğine sağlık yüreği kocaman güzel dost daha nice nice başarılara inş sevgi ve dua ile kal😊

    YanıtlaSil

Popüler Yayınlarım