Eskidendi Çok Eskiden
23 NisanSabah evden çıktığımda evin arka bahçesinde bulunan ağaçların budandığını gördüm.Yeryüzü bahara hazırlanıyordu.Başımı gökyüzüne çevirip;siz hazır mısınız diye sordum bulutlara.Zira Mart ayında kış mevsimini fazlasıyla hissettiğimiz için Nisan ayının da öyle geçeceğini düşünüyorduk.
Yanıltmadı da.Günlerdir yağmur yağıyordu.
Sokaklar yine ıslaktı.Boğazım ağrıyordu,burnum tıkalıydı gece boyu uyuyamamıştım.
Grip bu yıl 2.kez bulmuştu beni.Eskiden daha az hasta olurdum diye düşündüm,yaş aldıkça vücut direnci biraz daha düşüyordu anlaşılan.
Ve yine eskiden olsa hasta olduğumda hemen doktora koşardım,bir sürü ilaç alıp hemen iyileşmek isterdim ama artık bazı şeyleri eskisi gibi önemsemediğimi gördüm.Gelen gidiyordu,elbet bu gripte gidecekti.
Hem daha önce de gitmemişmiydi ?
Şimdi ahmet olsa derdi ki;gribi bu kadar dramatikleştirip senaryo yazan senden başka kimse bulunmaz herhalde,nasıl beceriyorsun olayları bu kadar genişletip bir yerlere bağlamayı.
Minibüse biniyorum,yol üzerindeki kaldırım kenarlarına ekilen çiçekleri görüyorum.Rengarenk laleler.Pembe,sarı mor ve kırmızı.Hepsi bir uyum içinde.Baktıkça mutlu olunması gereken kareye bakıp mutlu olamıyorum.Ben bahar insanı değilim ve ardından gelen yaz'ın.Ben lalelerin üzerine yağacak yağmurun derdindeyim.Hava durumuna bakıyorum önümüzdeki bir kaç gün daha yağmurlu,sonraki günler için belirsiz.Sonrasına bakarız diyorum.
O günü bekleyen akşamda bir tanıdığı ziyaret etmek için hastaneye gittim.Hastane çıkışı,yüzü okşayan o tatlı serin havanın tadını çıkarmak için yürümeye başladım.Kulağımda uzun zamandır dinlemeyi ihmal ettiğim bir şarkı vardı.
Şarkı ile birlikte yol akıyordu.Habire başa alıyordum şarkıyı.
Bayağı bir mesafe yürüdükten sonra,kaldırımdan yola indiğimi farkettim.
Ve sonra O'nu.
Duraktaydı.
Üzerindeki montu kulaklarına kadar çekmişti.Elleri cebindeydi ve yerinde bir ileri iki geri gidiyordu.Üşüyordu.
Bu hava onun üşüyeceği hava değildi,hatta bana kızardı böyle tatlı havalarda üşünür mü diye.Hem o bahar'ı ve yaz'ı çok severdi.
Hatta beni de bir yaz akşamı sevmişti.
Ben üşümüyordum.Ben bayağı zamandır üşümüyordum.
Olduğum yerde kaldım,şarkı akmıyordu,yol akmıyordu,arabalar geçmiyordu.
Kaçamıyordum çünkü adımlarım o duraktaki anılarımdan küçüktü.
Yüzüne bakıyorum,o beni görmüyordu ya da görmüyor olabilir miydi?
Ya görmek istemiyorsa?
Ve yine Ahmet olsa derdi ki;
kızım ayrıntılara bu kadar takılma,mahvedeceksin kendini.
Birşey ya vardır ya da yoktur.Ortası olmaz.
Yüzüne bakmakla kalmıyorum,ayrıntıları bu defalık kafamdan siliyorum,ahmet'i dinliyorum ve önünden geçiyorum.Başını benim olmadığım tarafa çeviriyor,acaba beni gördüğün için mi,ya da görüpte görmeye devam etmemek için mi ?
Bilmiyorum.
Ahh Ahmet.Kardeşim.
Bilmiyorsun.
kendimi,ayrıntılar ardına gizliyorum.
Geçip gidiyorum o durağın önünden.Durak beni bilmiyor.Anılar beni hatırlamıyor.Muhtemelen ardımdan otobüs geliyor,binip gidiyor.
Hiç aynı otobüse binmemişiz gibi.
Son paramızı otobüse vermemişiz gibi.
Aynı koltuğu paylaşmamışız gibi.
Cama yapışıp el sallamamış,hemen telefona sarılmamışız gibi.
Herşey ilk haline nasıl da dönebiliyor?
İnsan ne kadar da çabuk yabancılaşabiliyor?
Vefa sadece İstanbul'da bir semt adı mı ?
Bu kadar çabuk mu eskiyor duygular?
Ya boşluklar?
Otobüs koltuğu mu bu?Boşlukları doldurun dendiğinde hemen doldurulan?
Bir koltuktan değil bir insandan bahsediyorum.
Yaratılmışların en güzeli.
Herşeyin yaşandığı,her şeyin yazıldığı,hasretten ölündüğü,rüyaların birbirine anlatıldığı ve birinin vazgeçtiği durağı bırakıyorum orda.
İnsan pekala da yalnız yürüyebilir bir yolda.
Otobüse tek binebilir.
İnsan,bir diğerini unutabilir.
Çok sevdiği bahar da üşüyebilir
Göz görmeyebilir bir zamanlar gözünden ayırmadığını.
1 yorum
Yazı hüzün şarkı hüzün klip te öyle ama yazarın tatlılığından mıdır yoksa anlatımının güzelliğindendir midir bilmem hüzün anca bu kadar hoş okunur dinlenir ve izlenir diyorum Güzelce okurken yaşıyorum resmen eline kalemine yüreğine sağlık sağ ol var ol ki yaz biz de okuyup ruhumuzu doyuralım sevgi müzik okuma ve yazma ile kal binlerce teşekkür😊🌹
YanıtlaSil