Senden Sonra

30 Nisan

Yeryüzünde senin 'isminle' başlayacak yazılar,şiirler,kitaplar filmler bulabilirim ve bunları hep başkası yazıyor olabilir sevgilim.Ben bunların her birini kalkıp aramızdaki muhabbete dahil edebilirim ama meselemiz bu değil.

Ben senden sonra kısmı ile ilgileniyorum.

Ve aslında herşeyin senden sonra başladığının farkına varıyorum,zira herşey senden ibaret değil(miş)sevgilim.

Senden sonra;daha önce bu şehrin sokaklarında hiç gezmemişim gibi kaldırımları arşınladım.Her gittiğim mekanın kahvesinin tadına baktım.Hani sen zararlı ne var ise tüketmeye bayılıyorsun diyordun ya kendime kahve ile daha fazla zarar vermeye başladım.Zira en büyük zararı sen vermiş iken,dünyanın en güzel içeceğine nasıl da çamur attın?

Senden sonra;kitaplığıma her hafta 1 kitap eklendi,her ay 4 ya da 5 kitap bitirmeye başladım.Daha önce ilgi bile duymadığım yada duymaya vakit bulamadığım yabancı dizi furyasına bende katıldım.Bir bilsen neler neler izledim de ya da boşver bilme sen.

Senden sonra;elbet herşey güllük gülistanlık değildi,acı da çektim sevgilim.
O kitapları ve filmleri izlerken bağıra bağıra ağladım ama annem ve babam evde yokken.Aç ve uykusuz geçirdiğim günlerime bu odanın duvarları şahit oldu.En çok geceleri anlattım.Gündüzleri acı çekmeye vakit bulamıyordum,zira çalışmak gerekiyordu aşk ile karın doymadığı gibi aşkın acısı ile haram zıkkım oluyordu.

Senden sonra;Dünya aynı mı kaldı sanıyorsun?
Dört bir yandan sözde komşularımız ile çatışır iken kendi içimizdekileri unuttuk.Haziran seçimlerinde,hedefe ulaşamadık derken koalisyon kuracak hükümet bile bulamadık.Sabahlara kadar tv lerde süren açık oturumları babam ile izlerken Kasımdan ümitliydik.
Zira Kasımda büyük bir zafer ile istediğimizi aldık hatta yetmedi meydanlara gidip bayrak salladık.Tam herşey oldu düzene bindi hadi inşaallah derken 15 Temmuz gecesi ile derinden sarsıldık.

Sevgilim;
Seninle birlikte iken dünya üzerinde bir sürü insafsızlığa,merhametsizliğe,düşmanlığa,gözyaşına şahit olduk.Senden sonra da devam etti tabi.Sen sanıyormusun ki Esad küçük çocukları öldürmekten,İsrail Filistin'i bombalamaktan,ABD Irak işgalinden vazgeçti ?

Ama böylesini hiç görmedik sevgilim.

15 temmuz gecesini önce bir film izler gibi an be an televizyondan izledik.Babamın kalp hastalığı yoktu ama o gece hep kalbini tuttu.Ben hem televizyona hem telefona en çok da babama baktım.Babam Menderes'in asılmasına bir şey yapamadık,engel olamadık diye yıllar yılı konuşurken ve onun acısını,rahmetlinin her adı geçtiğinde gözleri dolu dolu elleri ve dudakları titreyerek anlatırdı.
Zira tecrübeler her zaman acı verir.
Babamın geçmişi acı tecrübe ile dolu sevgilim.
Filmler de izlesek etkisini bir hafta atlamayacağımız şeyleri bir gece de yaşadık ve tüm ömrümüze tesir etti.Bugüne kadar kitaplarda okuduğumuz,okurken acı çektiğimiz her şeyi bir gece de yaşadık ki devamı da geldi elbet.Okunan selaların,belediyelerin yaptığı anonsların,mahalleye doluşan taksilerin,çekilen tesbihlerin,içilen sigaraların,bir baştan diğer başa atılan voltaların haddi hesabı yoktu.O kara gece yerini sabaha bırakırken televizyonda habire bişeyler değişirken,bir sahne gördüm,yemin ederim bileğimi kessen kan akmazdı o dakika.Köprüyü kapatan askerler daha fazla direnmekten vazgeçip elleri başlarında teslim oluyorlardı.Babam dedi ki;bak bu elleri başlarında olan bizim askerlerimiz,onlara doğru giden de bizim askerimiz.
Bizi bize düşürdüler sevgilim.Seni beni değil!

Şimdi gavur kime denir,niye söylenir?Merhametsiz olana,Allah korkusu olmayana.Bunlar gavurdan beter çıktı.Yeryüzündeki tüm kötülükleri üniforma adı altında üzerlerine giymişler,o bayrağımıza da leke sürmüşler.

Ya geriye kalan bizler?Aslında az olan bizmişiz çokmuş onlar.
Her yere sinmişler,her yeri sahiplenmişler.Birbirimizin arasına nifak tohumu ekmişler.Bir ömre yayılacak kadar nefret biriktirmişler.

Onların nefreti pisliği merhametsizliği bir yana olsun da bizim milletimizin o kutlu direnişi daha çok konuşulmaya yazılmaya anlatılmaya değmez mi?
Çok şey yazılır elbet,bu işin ehli olan her kişi anlatacaktır o geceyi,o geceyi kutlu yapan o güzel mümin kardeşleri.
Benim söylediklerim bir kaç kelimeden öteye gitmez,zira ben şair yada yazar değilim sevgilim,ben bir sigarayı söndürmeden diğerini yakan biriyim.

Senden sonra;çektiğim acı ile bir daha iflah olmam demiştim.Yani nefes alıyorduk her sabah kalkıp işe gidiyorduk bir parça da gülüyorduk ama yaşamıyordum.
Yaşam denince akla gelen her aktivite vardı ama;
eğer bir cümle de 'ama'var ise önceki yargının hükmü yoktur diyen sendin sevgilim.Her akşam  annem ve babam ile aynı sofraya oturup gözlüklerin altından gözyaşlarımı masaya damlatırken,annem ve babamın da gözlerinin çok iyi görmediğine güvenip akıtıyordum.
Biliyorum görseler üzüleceklerdi derken;15 temmuz gecesi birbirimize bakıp bakıp ağladık.Hele ki ben;
onları üzmemek için kendimi ordan oraya saklarken tüm milletin aynı anda acı çekmesine,acı çekerken birlik beraberlik içinde oluşuna,o tankların dibine yatanlara,çatılara çıkıp F-16 ları yakalamaya çalışanlara,tarlasını ekinini emeğini,düşmanların görüşünü bozmak için yakan o amcaya,evinden bir daha dönmemek için çıkanlara,pişman olup kendini öldürenlere,arabası traktörü motoru iş makinası bisikleti o su bu su ile heryeri kapatanlara,düşeni kaldıranlara,evladını,anasını babasını kocasını uğurlayanlara,toplu cenaze törenlerine,Reis'in en yakın arkadaşının ve oğlunun tabutlarının başında konuşmaya çalışırken o boğazına takılan kelimelerin her birine ve daha binlercesine içimiz çıkana kadar ağladık.Saklana saklana değil sarıla sarıla.Acı çekerken özgürdük sevgilim.

Senden sonra;gecem gündüze gündüzüm geceye karışır demiştim,
ALLAH var ki gece gündüze gündüz geceye karıştı.Binlerce insan gece gündüz demeden,memleket nöbeti tuttu.Yani demem o ki laf geldi yerini buldu.

Sevgilim;
Annenin kaderi kızına derler ya;bizim kaderimiz de coğrafyamızdan geliyor.Coğrafya kaderdir demiş İbn Haldun.Yıllar yılı bu topraklara ekilen nifak tohumlarını biçerken her tarafı kanla bulandırdılar ama sanma ki başarılı oldular,kanın döküldüğü yerden yeniden doğduk biz.Bin öldüysek bin dirildik.Bu topraklar sadece hain,merhametsiz vicdansız insanlar yetiştirmedi,bu topraklar bu coğrafyanın kaderini güzel işleyecek insanlar da yetiştirdi.Şu an ekip biçtiğimiz gözyaşı acı hasret olsa da elbet güzel günler de gelecektir.Biz her gece uyuduğumuzda,gelecek her sabahın daha iyi olacağına,şerrin getireceği hayıra da inandık.

Sevgilim;
onlar bize vurdu ama biz ölmedik.
Toprak altına koyduklarımız da ölmedi sadece kısa süreliğine ayrı kaldık.Onlar ebedi yere giderken biz fani olan bu yerde onların adını,onların bu vatan için neler yaptığını,yaşatmak için kaldık.
Şehadet şerbetini içme şerefine nail olmuş o kahramanlara borçlandık.

Bende isterdim sevgilim;mutlu olmayı,güzel şeylerden bahsetmeyi,senden sonra.
Ama dedim ya;toprağımızın kaderi bu.Seninle birlikteyken de böyleydi senden sonra da.
Seninle birlikteykende değiştiremediğim zulümler için ağlıyordum büyük acılar çekiyordum,senden sonra da.
Ben birşey yapamadım sevgilim.
Ben şair ya da yazar değilim.
Ben sadece,kadere inanan biriyim.


You Might Also Like

1 yorum

Popüler Yayınlarım