Deterjan

05 Nisan

Hiç bitmeyecekmiş gibi duran günün sonunda başımı minibüsün camına yaslamıştım.Minibüs ağzına kadar doluydu yine.Şoförün umrunda değildi insanların üst üste olması,ölümüne dolduruyordu.
Dönüp insanların yüzüne baktım,herkesin yüzünde aynı ifade.Eve bir an önce gidip hayatın pisliğini yorgunluğunu kalabalığını dışarıda bırakmak.
Tekrar cama dönmüştüm.Hava tam istediğim gibi,yağmur damlaları dans ediyordu cam üzerinde.
Her zaman ki gibi bir kalp çiziverdim,ortasından ok'u uzatarak.
. .
10 yada 11 yaşlarındayım.Annem ve Babam evde yok,köyde kalıyorlar.
Evde abimle birlikte yalnızız,ablam o zamanlar evimize çok yakın bir yerde büyük markette çalışıyor.Abimle birlikte ablamın yanına gidiyoruz.Büyük markete girince gözlerim kocaman açılıyor.Bizim oralarda ilk sayılacak büyük bir market.O zamana kadar mahalle bakkallarından alışveriş yapıldığı için pek aşina değiliz.Aileleri görüyorum ;anneleri babaları çocukları.Market sepetlerine bindirilen,ellerinden tutulan çocukları,her istediği alınan gülümseyen mutlu çocukları.Abimle ablamın yanına uğrayıp çıkıyoruz.Eve geldiğimizde yağmurun dans ettiği cam'a yaklaşıyorum,abim tv yi açıp maç izlemeye başlıyor.Cam'a bir kalp çiziyorum olmuyor,akıp gidiyor.Tekrar tekrar deniyorum ama yapamıyorum.Sonra ağlıyorum;neden hiç annemle babamla markete gidip alışveriş yapmadığımıza.
Başımı yaslıyorum cama.gözyaşlarım karışıyor yağmura,kalp olmuyor,olmayınca olmuyor.

Sonra bir gün babamla annem köyden dönüyor,babam ablamın yanına markete gitmek isteyince bende peşine takılıyorum.
Annem birşeyler istiyor babamdan.
O zamanlar bizim evde kimse markete gitmiyor,eve bir şey lazım oluyorsa babam alıyor yada para bırakıyor abim yada ablam alıyor,biz hiç beraber gidip alışveriş yapmıyoruz.Kıyafet mi lazım oluyor,babam gidip mağazadan bir kaç parça getiriyor;beğenip beğenmemek mesele bile değil biz onları kabul ediyoruz.
Markete ilk girdiğimizde hemen sepete koşuyorum,babam fazla bir şey almayacağımızı,sepete ihtiyacımızın olmadığını söylüyor ama ben bir cesaret sepeti alıp babamın peşine takılıyorum.
Aynen dediği gibi oluyor pek bir şey almıyoruz ama o gün ilk kez evimize çamaşır yıkanırken kullanılan yumuşatıcı denilen deterjanı alıp eve dönüyoruz.
Eve dönünce o deterjanı alıp anneme gösteriyorum,anneme anlatıyorum nasıl kullanılacağını büyük bir hevesle.Annem pek anlamasa da ben öyle ballandıra ballandıra anlatıyorum ki o da güzel bir şey olduğuna inanıyor.
Sonra o deterjanı götürüp çamaşır makinesinin üzerine koyuyorum.Gidip gelip bakıyorum,baktıkça o gece marketteki mutlu çocuklar aklıma geliyor,mutlu oluyorum.
Ertesi gün okula gidip arkadaşlarıma anlatıyorum deterjanı,onlar da annemle aynı tepkiyi veriyor ama olsun,ben biliyorum onun ne işe yaradığını.
O deterjan benim babamla büyük markete gidip evimize aldığımız kimsenin ne işe yaradığını bilmediği ilk büyük şey.
. .
Yıllar geçti hala hatırlıyorum o deterjanın kutusunu rengini kokusunu.
O koku benim için o yağmurlu geceyi,marketteki mutlu çocukları,kalp çizdiğim o camı hatırlatıyor.Hala marketlere girdiğimde ailelere takılıyor gözüm,
bir çocuk babasının ya da annesinin elinden tutmuşsa gidip o kokuyu bulup alıyorum.Getirip koyuyorum çamaşır makinesinin üstüne.Şimdi hiç bir şey ile mutlu olmayan,olamayan çocuklar aklıma geliyor,hoyratca harcanan paralara rağmen.
Oysa yetiyor bir kutu deterjan,mutlu olmak için.
Her yağmur yağdığında cama kalp çizenlere,
Yokluğu yaşayıp,varken kıymet bilenlere.
Dilinden şükürü eksik etmeyenlere.


You Might Also Like

2 yorum

  1. Yüreğinin imbiğinden dökülen sözcükler o kadar güzel dizilmiş ki ard arda zevkle okudum düşüncene bakış açına sağlık işte bu diyorum 😊

    YanıtlaSil
  2. Salime Teyze seni çok seviyorum :)

    YanıtlaSil

Popüler Yayınlarım