Aysel Abla
28 MayısHerkesin doğup büyüdüğü ve kocaman adam olduğu bir mahalle vardır,
hele biraz da eskilere gidersek mahalle kültürüyle yetişmiş bir sürü insanımız vardır.Mahalleli olmak ayrı bir olaydır.
Şimdi koca koca sitelerde yaşayıp kapı komşusunu bile tanımayan binlerce insanı göz önüne alırsak ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Bizim mahalleden bahsedeceğim size.
Bizim mahallede yaşanan büyük aşklardan dem vuracağım bu gece.
Zira bizde sevmeyi az biraz ucundan bildiysek bu sevdalara şahit olduğumuzdandır.
Mahallemizin kanı deli akan bir abisi vardı.Hakan abi.
2 kişi ancak sığardı berber dükkanına ama mahallenin tümünü taşıyacak yüreği vardı.Dükkanın duvarlarında Ferdi Abinin,Müslüm ve Orhan Babanın afişleri asılıydı ve her sabah sırasıyla kasetler değişir şarkılar ateş ederdi.Beyaz gömleği siyah pantolonu siyah kundurası ve elindeki bal sarısı tesbihi ile bir örnekti mahalleli gençlere.Öyle kabadayılık yoktu o zamanlar herkes delikanlı herkes yeri geldiğinde dayı ama herkes merhametli ve ahlaklıydı.Saygıda kusur etmezdi hiç kimseye.Büyük ile büyük küçük ile küçük olur ama en çok da hakan abi olurdu herkese.Birinin varsa çıkmaz bir işi hakan abi hallederdi,birinin olmazsa kıza ısmarlayacak çay parası hakan abi ordaydı,biri evlenir para toplanır en çok hakan abi verirdi,yaşlısı genci gider hakan abiyi bulurdu yeter ki ALLAH hakan abinin canına sağlık versindi.Kanı deli demiştim ya hakan abi için,mahallenin büyük amcaları ona delibaş derlerdi.
Deli hakan,delibaş hakan,jilet hakan,arabesk hakan,berber hakan en sonda sevdalı hakan oldu.Hem de ne sevda..
Mahallenin gülü Aysel Abla.Güzellik kelimesinin vücut bulmuş haliydi.Bizim oturduğumuz apartmanın karşısında ki 3 katlı evin en üst katında otururdu.Ne zaman balkona çıkıp çamaşır assa mahallenin tümü onu izlerdi.Çamaşır asma işini bir insan ne kadar güzel yapabilirdi ki?Benim annemler de çamaşır asardı ama aysel abla başkaydı.Astığı çamaşırların beyazlığından gözümüz kamaşırdı o nasıl bir beyazlıktı öyle aysel abla?Annem değil sadece tüm kadınlar aysel ablayı kıskanırdı,güzelliği değil ha oraya gelene kadar çamaşırlar vardı.Ha bir de gözleri.Bahar geldiğinde çimenlerin rengi yeşildir ama yağmur yağdığında daha bir koyulaşır ya işte aysel ablanın gözleri ondandı.Bunu da hakan abi söylemişti.Böyle ne açık ne koyu yeşil,ikisini harmanlamış da ayselin gözlerine bahar'ı koymuş Rabbim derdi.Aysel abla,Hakan abiden 4 yaş büyüktü,büyüktü de bu hakan abinin deli gibi sevdalanmasına engelmiydi?
Tabiki değildi hakan abi aradaki 4 yaş farkını 4 kere çarpar,5 kere toplar,yine severdi.Öyle de oldu zaten.
Hakan abi,çok sevdi.
Gel gelelim aysel ablaya.
Aysel abla,mahallede ki tüm kadınların içinin çektiği bir güzelliğe sahipti.Ben aysel ablaya bakardım sonra gelip aynada kendime bakardım,bir de gidip hakan abinin dükkanının camından kendime bakardım.Ben o zamanlar 14 yaşındayım aysel abla 30.Bence aysel abla doğduğu an itibariyle bu güzelliğe sahipti,tüm mahalleli olarak bu konuda hemfikirdik.Aysel abla güzeldi de keşke bahtı da güzel olsaydı.Bir kere evlenmişti.Kocası vefasız kadir kıymet bilmeyen biriymiş,ilk zamanlar çok sevmiş,çok kıskanmış evden bile dışarı çıkarmamış.İlk zamanlar aysel ablanında hoşuna gitmiş ama zaman ilerledikçe bu sevgi zulüme dönüşmüş.Cama çıkma kapıya çıkma anana,babana gitme derken,hayat zindan olmuş aysel abla için.Sonraları olaylar büyümüş hergün dövmeye başlamış kocası.Bir yolunu bulup evden kaçmış ailesine sığınmış ama onlarda sahip çıkamamış kızlarına.Bir küçük kız kardeşi varmış onu da aldığı gibi kaçıp gelmiş bizim mahalleye.Elde yok avuçta yok,mahalledeki apartmanların merdivenlerini silmeye başlamış.Tabi bizim mahalle imece usulü para toplayıp yardım ederdi aysel ablaya ama o kimseye muhtaç olmak istemezdi.O güzelliğine bir de mağrurluk eklenmişti.Yüzündeki o çizgilerin her birinin başka bir anlamı vardı.Güzelliğim çektiğim çileden geliyor der gibi bakıyordu.
Bazı insanlar vardır öyle,çektiği dert ile güzelleşir,başka bir hoş olurlardı.Aysel abla onlardandı.Hakan abi de bu hikayeyi biliyordu ya,daha bir sahiplenmişti aysel ablayı.Öyle hissettiği sevdayı dile getirmemişti ama hepimiz biliyorduk.Hem delikanlı adam sevdasını dile dökmezdi,yürekten yüreğe giden yol da sessiz sedasız ilerlerdi.Aysel ablanın işe gittiği vakitleri bilirdi ya,işte o dükkanın önünden geçmeden 15 dakika önce dükkanın önüne su serpilirdi.Dükkanın içinden gelen o gül kolonyasının kokusu tüm mahalleyi sarardı.Radyo bangır bangır çalardı,e tabi Orhan Baba da az değildi.
Sanki arka planda oturmuş almış eline sazını bizimkiler için söylüyordu;
Her günün ardında senden bir ümit var
Hep gelecekmiş gibisin
İçimde bir duygu gözümde bir hayal
Sanki sevecekmiş gibisin.
Aysel abla gelir geçerdi o dükkanın önünden,biz kaldırımda oturur bu sahneyi izlerdik.Aysel abla hafiften o bahar gözlerini hakan abiye çevirir,hakan abi orda canını teslim etmemek için dua ederdi.Aysel abla bir geçerdi,rüzgarından biz nefes alamazdık.Öyle geçip giderdi,bir geçişi 1 dakika bilemedin 2 dakika sürerdi ama bize bir ömür gelirdi.Biliyorduk bizde,aysel ablanın da meyli vardı bizim abimize.Yoksa öyle bakmazdı,bakamazdı.Bu böyle 6 ay devam etti.Biz her akşam vakti toplanıp,toplanıp dediysem benimle aynı yaşta 2-3 mahallenin çocuğu,kaldırıma oturup bu filmi izledik.İzledik,izledik de ne okuduğumuz kitaplar da ne izlediğimiz filmler de mutlu sonu görebildik.O vefasız koca gelip aysel ablayı bizim mahallede de buldu,huzur falan bırakmadı.Her gece kadının kapısına dayandı,küfür hakeret bağırış çağırış ardından gelen polis arabaları.15 gün böyle devam edince bir sabah aysel abla üç-beş parça eşyasını da toplayıp mahalleden gitti.Sabah kalktık perdeler yok,çamaşırlar yok.Koşup gittim hakan abinin dükkanına.Dükkan mıh gibi kapalı.
Hakan abi ıspartaya gitmiş,orda bir asker arkadaşı varmış.Arkadaşının kahvehanesi varmış orda çalışacakmış.Bir daha gelmeyecek dediler.
Ne de kolay söylediler.
Aysel abla gitti de hakan abiyi de bırakmadı bize.Dükkanın karşısında ki kaldırımda oturup belki gelir ümidiyle bekledik epey bir zaman.Gelmedi.O dükkanın kapısı bir daha hiç açılmadı.Aysel ablanın oturduğu eve başkaları geldi oturdu ama o balkona bir daha öyle bembeyaz çamaşırlar asılmadı.Aysel ablanın ardından mahallenin tüm kadınları dedi ki;ALLAH çirkin şansı versin,güzeldi de ne oldu sanki,ne yuvası oldu ne hayatı.Ordan oraya göçmen kuşlar gibi.
Biz mahalleden taşındık,uzun zaman yolum düşmedi,düşer gibi olsa da ben gitmek istemedim.
Sonraları mahalleden bir arkadaşı gördüm,
dükkan yıkıldı dedi kentsel dönüşüm bizim mahalleye de uğradı.
Ya aysel ablanın evi?
O nu bırakırlar mı?O evi de yıktılar ardından.
1 yorum
Bana Türkan Şoray ile Bulut Aras ın filmini anımsattı yine döktürmüşsün Öznurum yüreğine sağlık ne ilgili ve dikkatli bir gözlemciymişsin ki bu kadar güzel anlatabiliyorsun detaylıca sevgiyle kal bitanem hep yaz bize de okumak düşsün payımıza 🤗
YanıtlaSil