Özlem'in İçimi Oyduğu Yer

15 Ekim

Şehirlerarası otobüs yolculuklarında kafamı cama yasladığım zaman,içimde çalan şarkılarla,içinden geçeceğim evleri düşünerek otogara doğru gidiyordum.
Hikayelerini merak ettiğim pencerelerin  önüne koyulan çiçekler kadar heyecanlıydım.
otogara varıp çantamı yerleştirdikten sonra koltuğuma oturdum.
Arkamdan el sallayacak kimse yoktu,cama ellerini yapıştırıp,gözlerini arkada bıraktıklarına diken insanlara baktığımda,içimin sesini duydum.

Kalbime çengelli iğne ile takılan cümleler,içimde çalan şarkılar,çantamdaki kitaplarım,belli belirsiz suretler ve her gün şiddetini artıran bir özlem duygusuyla yol almaya hazırdım.
47 kişilik bir otobüste herkes çift koltukta otururken benim tekli koltuğu seçmem ile göğsümü oyan özlem duygusu aynı anlama geliyordu.
Yol akmaya,gündüz geceye,evler yuva olmaya başlamışken,gözbebeklerim içlerinde evlerin pencelerini taşıyordu.
Pencerelere bırakılan çiçekleri düşündüm ve ardından orayı yuva bilen kuşları.
Bu naiflikle mutlu olan insanları.
İçimdeki şarkı bir ordu kalabalığında,beynimin her hücresine ateş edip ilerliyor ve ben hayatın herşeye rağmen devam ettiğini görüyordum.Özlemin içimi oyduğu yerin beni öldüreceğini düşünmeme rağmen,başka hikayelere tanıklık etme isteğimi,içimin oyulan yerine sürülen merhem gibi görüyordum.Ölmüyordum.Beni yaralayıp aynı zamanda iyileştiren tek dermanı içimde taşıyordum.İçimde taşıdıklarımın her birinden teker teker ayrılmak isteği ile çıktığım bu yolda,aslında hepsi benimle birlikte bu koltuğa oturmuştu.Lambalar sönmüş,geriye kalan 46 kişi uykuya dalmışken gecenin garipliği daha da belirmişti kafamı yasladığım camda.
Ayaklarımı karnıma kadar çekip,bir cenin pozisyonu almıştım.
Boğazımdan aşağıya inmeyen adını bilme acısına alışmayı öğrenmeliydim.
Aklımı delice bir fikir yalayıp geçti o an.Şimdi ayağa kalkıp,herkesi teker teker uyandırdıktan sonra her birine soracağım soru;
Özlediğin biri var mı ?Birini özlediğinde bu duygu ile nasıl başa çıkabiliyorsun?
İçin oyuluyor mu bir bıçak ile?Seni öldürmeyen şeyin güçlendirdiğine inanıyormusun?

Mesela ben her sabah,evden dışarı çıkıp karışacağım insan kalabalığını düşündüğümde vücudumdaki her gözeneğin içine zehir salınırmışcasına bir acı ile uyanıyorum.Binlerce insanın yürüdüğü o yollarda,içimi hergün derine oyan bu özlem duygusu ile başımı yerden kaldırıp hayata bakma gücünü kendimde bulmanın ne kadar güç olduğunu sizlere nasıl telaffuz edeceğimi bilemiyorum.Bakın ellerime,bu ellerim ile bir çare bulmam gerekirken,çareyi bulacak dermanı başka hikayelerle tanışma isteği ile bulmaya çalışıyorum.Bana hikayelerinizi anlatın lütfen.Kursağınızda kalan her kelimeyi kusmanıza ihtiyacım var.
Yeri geldiğinde inanmışlığınızın verdiği pişmanlığın,hepinizin hayatında oluşturduğu keşkelere, sırtınızı dayadığınızı biliyorum.Çünkü inanmışlığımız kırılmışlığımız dışında hiç birşeyimiz yok,yani en azından benim yok. Bir de onun adı var.Size onun adını söyleyemem ama içimin oyulan yerini gösterebilirim.İçimin oyulan yerine rağmen güzel ve ben bu rağmenliğin acısıyla yaşıyorum.
İnanmak için ispat ister misiniz yoksa söyleyecek misiniz?
Her birinizin cevabını taşıyacak kadar güçlü görünmeyebilirim ama hamala ne taşıyıp ne taşımayacağı sorulmaz.
Hadi bekliyorum kuşanın cümlelerinizi,teker teker ateşleyin gece uzun.

Bir düşün içinden uyandım sanki,ayaklarım uyuşmuş kollarım buz kesmişti.Gecenin ortasına gelmiştik.Lambalar teker teker yanmaya başlamıştı,gecenin garipliğine mola verilecekti.Kimse yerinden kıpırdamadı,herkes uykunun en derin halindeydi.Kapılar açıldığında gecenin ayazı yüzümü kesecek kadar keskindi.Masaların hepsi boştu,birine oturup son kalan sigaramı yaktım.Sırtımdaki hırkaya iyice büründüm,garsonun bıraktığı çay bardağına sarılmak istedim.İçimdeki şarkı tekrar başlamıştı.Otobüsteki herkesin uyuması onları aynı yaparken,benim senin adını bile söyleyememem beni tek kişi yapmaya yetiyordu.
Hayatın beni sınava tabi tuttuğu bu gece ile sabahın arasında kalmış saatlerde,
garsona dönüp dedim ki;

Sigaran var mı ?

İçimdeki şarkı adeta dört nala koşan bir at gibi;

duydum çok sonradan adın önemli değil,acın aynı tadı veriyor zaten.

You Might Also Like

0 yorum

Popüler Yayınlarım